Hukuk Sirküleri 2024/06: 8. Yargı Paketi Olarak Bilinen Kanun Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır

15 Mayıs 2024 | Sirküler

SİRKÜLER TARİHİ            : 10/05/2024

SİRKÜLER NO                     : 2024/06

 

HUKUK SİRKÜLER

2024/06

8. YARGI PAKETİ OLARAK BİLİNEN KANUN RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANMIŞTIR

7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12/03/2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Yasa değişikliği ile;

  • 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda,
  • Adli kontrol işlemine de yakalama ve tutuklama işlemlerinde olduğu gibi Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteme hakkı tanınmıştır.
  • Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenlere de tazminat talep etme hakkı sağlanmıştır. Karar verecek olan merciler ilgili kişiye tazminat hakları bulunduğunu bildireceklerdir.
  • Sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyeceği hükmü kaldırılmıştır.
  • Süre tutum dilekçesi uygulaması kaldırılmıştır.
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. İstinaf mercii tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecektir. Bu düzenleme ile usul ekonomisi dikkate alınmak suretiyle daha önce her yönüyle istinaf kanun yolu denetiminden geçen bu kararların açıklanması veya yeniden kurulması üzerine verilen hükme karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilmesi imkânı getirilmektedir. İtiraz mercii ancak fıkradaki koşullarla sınırlı olarak bir değerlendirme yapabilecektir.
  • Kaçak sanık hakkında daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkûmiyet kararının yanı sıra ceza verilmesine yer olmadığı kararı da verilemeyecektir.
  • İstinaf kanun yoluna ve temyiz kanun yoluna başvuru süresi hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılacaktır.
  • 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda,
  • 364’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle kanun yoluna başvuruya ilişkin sürelerin yeknesak hale getirilmesi amacıyla 2004 sayılı Kanunda temyiz kanun yoluna başvuru süresinin, 6100 sayılı Kanunda olduğu gibi tebliğden itibaren başlayacağı ve iki hafta olacağı düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılması amacıyla 2004 sayılı Kanunda kanun yollarına başvuru bakımından 6100 sayılı Kanuna uyum sağlanmaktadır.
  • Sürelerin başlama ve bitmesi maddesine ekleme yapılmış, süre hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecektir.
  • Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurabilme imkânı getirilmiştir.
  • Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz Türk lirasını geçen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecektir.

3) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda,

  • 407’ince maddesinde yapılan değişikliğe göre kesinleşmiş hapis cezası kararının infazı için ceza infaz kurumlarında bulunan ergin bir kişi yalnızca kendi istediği takdirde kısıtlanabilecek veya kendisine kayyım atanabilecektir. Ancak beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasına mahkûm ergin kişi isteği olmasa dahi kişinin malvarlığının veya kişiliğinin korunması açısından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecektir. İşlem güvenliğinin sağlanması açısından vesayet makamına, bu kararı vermeden önce hükümlüyü dinleme zorunluluğu getirilmiştir.
  • Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama kararı verilmesi hallerinde de kısıtlama kararının verilebilmesi için resmi sağlık kurulu raporunun tanzimi amacıyla gereklilik bulunması halinde 436’ncı maddenin düzenlemeden sonraki hali uygulanacaktır. Mahkeme tarafından hekim raporu üzerine verilen yerleştirme kararına karşı ilgililer veya yakınları tarafından on gün içinde itiraz etme hakkı getirilmiştir.

5) 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda yapılan değişiklik ile,

  • KVKK’nın GDPR (Avrupa Birliği Veri Koruma Mevzuatı) ile uyumlu hâle getirilmesi ve uygulamadaki ihtiyaçlara çözüm üretilmesi amaçlanmıştır.
  • Bu kapsamda KVKK’nın 6’ncı (Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi), m. 9 (Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması) ve 18’inci (Kabahatler) maddesi değiştirilmiş ve bir geçiş süresi yaratılması için ise Geçici Madde-3 düzenlenmiştir.
  • Açık rızaya dayalı yurt dışına veri aktarım düzenlemeleri 01.09.2024 tarihine kadar uygulanacak ve bu tarihten sonra açık rızaya dayalı bir şekilde yurt dışına sürekli olarak kişisel veri aktarımı yapılamayacaktır. Geri kalan düzenlemeler ise 01.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.
  • Kişisel verilen yurt dışına aktarılması bakımından, kişisel verinin aktarılacağı ülkede yeterli veri korumasının bulunması, ön şart haline gelmiştir. Yeterli koruma bulunmadığı takdirde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından onaylanan yazılı bir taahhüt verilmesi hallerinde veri aktarımı yapılabilecektir.
  • Yurtdışı aktarımın yapılacağı ülke, uluslararası kuruluş veya ülke içerisindeki sektörler için yeterlilik kararı bulunması ön koşul olarak belirlenmiştir. Bu kararın bulunmaması halinde yurt dışı veri aktarımlarında tarafların uygun güvencelerden birini (taahhütname, bağlayıcı şirket kuralları (BCR), Standard sözleşme hükümleri (SCC), uluslararası sözleşme niteliğinde olmayan sözleşmeler (yurt dışı ve Türkiye’deki kamu kurum, kuruluş, meslek kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar arasında imzalanacak olan) sağlaması gerekliliği öngörülmüştür. Aksi takdirde süreklilik arz eden yurt dışına veri aktarımları gerçekleştirilemeyecektir. Yeterlilik kararının veya güvencelerin bulunmaması halinde ise, yalnızca arızi olmak kaydı ile kişisel veri aktarımı yapılması mümkün olacaktır. Bu arızi halleri yeni düzenleme kapsamında sınırlı olarak belirlenmiştir.
  • Veri Koruma Kurulu’nun verdiği idari para cezalarına karşı idare mahkemelerinde dava açma hakkı hüküm altına alınmıştır.

“32487 Sayılı Resmî Gazete” için tıklayınız.

Bilgilerinize Sunulur.

Saygılarımızla,

Demir Hukuk Bürosu