Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları

15 Mayıs 2024 | Yazı

Demir Hukuk Bürosu | Av. Büşra ERTAŞ

Anonim şirketlerde, çoğunluk ile azınlık arasındaki dengenin sağlaması amacıyla şirket sermayesinin en az onda birini (halka açık şirketlerde yirmide birini) temsil eden ortaklara tanınan haklara azınlık hakları adı verilmektedir. Anonim şirketlerin yönetiminde söz sahibi olan çoğunluk pay sahipleri ile azınlık pay sahipleri arasındaki menfaat dengesinin korunmaya çalışıldığı bir düzenleme olan azınlık hakları kural olarak tek taraflı irade açıklaması ile kullanılabilir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“Kanun”) uyarınca halka kapalı anonim şirketlere ilişkin olarak azınlık pay sahiplerine tanınan haklar aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:

1-   Genel Kurulu Toplantıya Çağırma ve Gündeme Madde Ekletme Hakkı:

Kanun’un 411 ve 412. maddeleri kapsamında, şirket sermayesinin en az onda birini (halka açık şirketlerde yirmide birini) oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan noter aracılığıyla, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Şirket esas sözleşmesinde, çağrı hakkının daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınması öngörülebilir.

Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır.

Yönetim kurulu, çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç 45 gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır.

Yönetim kurulu istemi reddettiği veya isteme 7 iş günü içinde olumlu cevap vermediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir.

2-   Yönetim Kurulunda Temsil Edilme ve Aday Önerme Hakkı

Kanun’un 360. maddesi, esas sözleşmede öngörülmek şartı ile, azlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınabileceği hükmünü içermektedir. Bu amaçla, yönetim kurulu üyelerinin azlık arasından seçileceği esas sözleşmede öngörülebileceği gibi, esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliği için aday önerme hakkı da tanınabilir. Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine önerilen adayın veya hakkın tanındığı gruba ve azlığa mensup adayın haklı bir sebep bulunmadığı takdirde üye seçilmesi zorunludur.

3-   Finansal Tabloların Müzakeresinin Ertelenmesini Talep Hakkı

Kanun’un 420. maddesine göre finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, azlık pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır.

Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında ilgililer tarafından dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.

4-   Özel Denetim İsteme Hakkı

Kanun’un 438 ve devamı maddelerinde her pay sahibinin, pay sahipliği haklarını kullanılabilmeleri için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebileceği hükme bağlanmıştır.

Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi 30 gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.

Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, azlık pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az 1.000.000 Türk Lirası olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.

Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.

5-   Denetçinin Görevden Alınması ve Yerine Başka Bir Denetçi Atanmasını Talep Hakkı

Kanun’un 399/4. maddesinde azlık pay sahiplerinin istemi üzerine mahkemenin, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, başka bir denetçi atayabileceği belirtilmiştir.

Aynı maddenin 5. fıkrasında da azlığın görevden alma ve yeni denetçi atama davasını açabilmesi için denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az üç aydan beri, şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olması şarttı bulunduğu belirtilmiştir.

6-   Şirketin Haklı Sebeple Feshini Talep Hakkı

Haklı sebeplerin varlığında, azlık pay sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilecekleri Kanun’un 531. maddesinde belirtilmiştir. Mahkeme, fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Kanun’da haklı sebebe ilişkin bir tanım yer almamakla birlikte, anonim şirketlerin feshi açısından haklı sebep genel olarak, hedeflenen ortaklık amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmaması veya esaslı şekilde zorlaşması/tehlikeye düşmesi ve pay sahibinden ortaklık ilişkisinin devam ettirmesinin beklenemeyeceği haller olarak ifade edilebilir.

7-   Nama Yazılı Pay Senetlerinin Bastırılmasını Talep Hakkı

Kanun’un 486/3. maddesi kapsamında azınlık pay sahiplerinin talebi üzerine, yönetim kurulu nama yazılı pay senedi bastırarak, pay sahiplerine dağıtması zorunludur. Nama yazılı pay senetleri bakımından talep azlıktan gelmekte ancak sadece azlık değil, tüm pay sahiplerinin pay senetlerinin bastırılıp dağıtılması öngörülmüştür.

8-   Kuruluş ve Sermaye Artırımında İbraya Engel Olma Hakkı

Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Ancak Kanun’un 559. maddesinde azlık pay sahipleri sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, sulh ve ibra genel kurulca onaylanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Sonuç:

Görüleceği üzere her ne kadar şirket yönetiminin çoğunluk pay sahiplerinin kontrolünde olduğu düşünülse de Kanun’da azınlık pay sahiplerinin hakları ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve azınlık pay sahiplerine çoğunluk yönetiminin aldığı kararları sorgulamak ve denetlemek için pek çok imkân tanınmıştır. Azınlık pay sahiplerine kanunen tanınan haklar dışında, esas sözleşme ile veya pay sahipleri arasında düzenlenen hissedarlar sözleşmesinde de düzenlemeler yapılarak, bazı konulara ilişkin kararların oy birliği ile alınması şartı veya yönetimde temsile ilişkin haklar sağlamak suretiyle sözleşmesel anlamda koruyucu haklar tanınması da mümkündür.