İdari Yargıda Temyiz ve İstinaf Başvurularına İlişkin Parasal Sınırlamalar Anayasa Mahkemesi Kararı ile İptal Edildi

30 Ocak 2024 | Yazı

Demir Hukuk Bürosu | Av. Büşra ERTAŞ

I. TEMYİZ BAŞVURULARINA İLİŞKİN PARASAL SINIRLAMANIN İPTALİ

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“Kanun”) “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin b bendi “Konusu yüz bin (2024 yılı için 920.000) Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.” için temyiz yoluna başvurulabileceğini öngörmektedir.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesince, söz konusu bentte yer alan “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan…” ibaresinin “mahkemeye erişim hakkı, hükmün denetlenmesini talep etme hakkı, ölçülülük ve kanuni hâkim ilkeleri ile bağdaşmadığı, kuralın hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle de çeliştiği, eşitlik ilkesini ihlal ettiği” belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2, 10, 13, 36 ve 37. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürülmüş ve ilgili hükmün iptaline karar verilmesi talebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmıştır.

Yapılan başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesi’nin 26/07/2023 tarihli kararı[1] ile itiraz başvurusuna konu kanun hükmü iki yönden Anayasa’ya aykırı bulunmuştur. 26/07/2023 tarihli kararda özetle:

  • Temyize tabi kararların belirlenmesine ilişkin parasal sınırın her yıl güncellenmesi ancak hangi tarihteki parasal sınıra göre temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinin kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilir bir şekilde düzenleme olmaması nedeniyle kuralın kanunilik şartını taşımadığı
  • Tutarı itibarıyla önemsiz olduğu kabul edilemeyecek vergi, tam yargı veya iptal davasında, ilk kez davacılar aleyhine hüküm kuran bölge idare mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaması, hükmün denetlenmesini talep etme hakkına orantısız bir sınırlama getirdiği

gerekçeleri ile Kanun’un 46/b maddesinin, Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna ve ilgili hükmün iptal edilmesine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, ilgili hükmün iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edecek nitelikte gördüğünden karar, Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (13 Temmuz 2024) yürürlüğe girecektir.

II. İSTİNAF BAŞVURULARINA İLİŞKİN PARASAL SINIRLAMANIN İPTALİ

Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi ve İstanbul 13. İdare Mahkemesi tarafından, Kanun’un 45/1. maddesinde yer alan “(…) konusu beş bin (2024 yılı için 31.000) Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.” hükmü ve aynı Kanun’un ek 1. maddesinin “mahkemeye erişim hakkı, hükmün denetlenmesini talep etme hakkı ve kanuni hâkim ilkeleri ile bağdaşmadığı, kuralın hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle de çeliştiği, eşitlik ilkesini ihlal ettiği” belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2, 10, 13, 36, 37 ve 40. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek ilgili hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.

Yapılan başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesi, 26/10/2023 tarihli kararı[2] ile işbu yazımızın ilk bölümünde yer verilen Anayasa Mahkemesi’nin E:2023/36 sayılı kararına da atıf yaparak;

  • İtiraz konusu kurallardan ilki ile hükmün denetlenmesi hakkına sınırlama getirildiği, hükmün denetlenmesini talep etme hakkını sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olmasının yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olmaları gerektiği
  • İstinafa tabi kararların belirlenmesine ilişkin parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle hangi tarihteki parasal sınıra göre istinaf kanun yoluna başvurulabileceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığı, İstinaf kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın esas alınacağının açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlememesi nedeniyle kuralların kanunilik şartını taşımadığı

gerekçeleri ile Kanun’un 45/1. maddesinin ikinci cümlesi ile Ek 1. maddesinin, Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna ve ilgili hükümlerin iptal edilmesine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, söz konusu Kanun hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edecek nitelikte gördüğünden karar, Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (21 Eylül 2024) yürürlüğe girecektir.

 

[1] Anayasa Mahkemesi’nin T:26/07/2023, E:2023/36, K:2023/142 sayılı kararı; Kararın tam metnine ulaşmak için: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/10/20231013-7.pdf

[2] Anayasa Mahkemesi’nin T:26/10/2023, E:2023/81, K:2023/184 sayılı kararı; Kararın tam metnine ulaşmak için: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/12/20231221-8.pdf