İş Kazası Tanımı

30 Ekim 2024 | Yazı

Demir Hukuk Bürosu | Av. İdil SÖYLER

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (“SSGSSK”) madde 13’de iş kazasının tanımı, bildirilmesi ve sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre iş kazası;

  1. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. SSGSSK madde 4’ün birinci fıkrasının a bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır. İş kazasının unsurlarını açıklamamız gerekirse;

  1. Kazaya uğrayanın SSGSSK anlamında sigortalı sayılması

Kaza sonucu bedence veya ruhça engelli hale gelen çalışanın sigortalı olması gerekmektedir. Aksi halde bu kaza, iş kazası olarak nitelendirilemeyecektir. Belli bir süre sigortalılık ya da belli bir süre prim ödenmiş olması şart değildir. İşe girdikten birkaç saat sonra yaşanan kaza yine bir iş kazası olarak kabul edilecektir. Sigortalının yaşının küçük olması da olayın iş kazası sayılmasını engellemeyecektir.

  1. Sigortalının kazaya uğraması

İş kazaları açısından kazanın tanımı, insan vücudunun zarar görmesi, ölüm veya vücut bütünlüğünün ihlali anlamına gelmektedir. İş kazasından söz edebilmek için zarar verici olayın dıştan gelen bir etkenden kaynaklanması gerekmektedir. Bu dış etken aniden veya çok kısa bir zaman içerisinde meydana gelmelidir. Daha detaylandırmak gerekirse, sigortalı ani veya oldukça kısa süren bir zaman içerisinde ortaya çıkan bir olay sonucunda zarara uğramalıdır. Zarara uğrayan kişi tarafından bu durumun istenilmemiş olması da gerekmektedir. Aksi takdirde söz konusu kazanın iş kazası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hususunda öğretide görüş ayrılığı bulunmaktadır.

  1. aa) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada kazaya uğraması

İşyeri kavramı SSGSSK madde 11’de düzenlenmektedir. Anılan maddede, asıl işyeri, bağlı işyeri, eklenti ve araçlarda meydana gelebilecek kazaların büyük bir bölümünü iş kazası olarak kabul etmekte ve sigortalıya geniş bir koruma alanı yaratmaktadır. Sigortalının hangi nedenle olursa olsun, işyerinde bulunduğu sırada uğradığı her kaza, diğer unsurlar da var ise iş kazası olarak kabul edilecektir. Sigortalının kazanın mutlaka iş saatleri içinde meydana gelmesi de gerekli değildir; çalışma saatleri dışında, örneğin öğle arasında sigortalının başka bir işçi veya yabancı bir kişi tarafından öldürülmesi, yaralanması, işyeri bahçesinde koşarken düşmesi iş kazası olarak kabul edilmelidir.

  1. bb) Sigortalının işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle kazaya uğraması

SSGSSK madde 13’ün birinci fıkrasının b bendinde yer alan “işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle” ifadeleri, iş sözleşmesine dayanarak iş nedeniyle çalışan sigortalıları amaçlamaktadır. Madde hükmünün geri kalan ifadesinde yer alan bağımsız çalışanlar içinse yürütmekte oldukları iş açısından kapsamaktadır. SSGSKK 13.maddenin birinci fıkrasının a bendi işyerindeki, b bendi ise işyeri dışındaki kazaları işyeri kazası olarak kabul etmektedir.

  1. cc) Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka yere gönderilmesi yüzünden asıl işinin yapmaksızın geçen zamanlarda kazaya uğraması

Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi halinde, asıl işini yapmaksızın geçen zaman dilimi içinde uğradığı tüm kazalar, iş kazası olarak kabul edilecektir. İşveren, sigortalıyı işyeri dışında bir görev ile ifa etmek için sorumluluk verebilir, bu görev yerinin aynı veya başka bir ilde ya da yabancı ülkede olması önem taşımayacaktır.

  1. dd) Emziren kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda kazaya uğraması

4857 sayılı İş Kanunu’nun 74.maddesine göre kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilmektedir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirleyebilmektedir. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. Kadın sigortalının bu emzirme izni sırasında uğradığı kaza iş kazası olarak kabul edilmektedir. Yargıtaya göre, sigortalının süt izni süresi içinde işyerine gelmek üzere yolda karşıdan karşıya geçerken bir aracın çarpması sonucu ölmesi de iş kazası olarak nitelendirilebilecektir.

  1. ee) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında kazaya uğramaları

Sigortalıların, işveren tarafından sağlanan bir taşıtla işe götürülüp getirilmeleri sırasında maruz kaldıkları kazalar iş kazası olarak kabul edilecektir. Sürücü dışında tek kişinin taşınmasında olduğu gibi, işverence sigortalıya tahsis edilen ve sigortalının kendisinin kullandığı araçla işe gidiş-gelişi sırasındaki kazalarda iş kazası olarak kabul edilecektir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, işverence sigortalıya sağlanan bir taşıtın bulunması ve sigortalı/sigortalıların işin yapıldığı yere bu taşıtla götürülüp getirilmeleri gerekmektedir. Bahsedilen araç, işverene ait SSGSSK madde 11/2 uyarınca işyeri kapsamındadır. İşveren, aracın maliki olmak zorunda değildir, zilyetliğe sahip olması yeterli olacaktır. İşveren, sigortalıları işyerine götürüp getireceğini bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile taahhüt etmiş veya bu yükümlülük idari bir düzenlemeden kaynaklanabilir. Taşıma işin niteliğinden doğabileceği gibi, sosyal bir amaçla da yapılabilir; her iki halde de sigortalıların uğradıkları kaza iş kazası olarak kabul edilecektir.

  1. Sigortalının uğradığı kaza sonucu bedensel veya ruhsal bir zarara uğraması

Sigortalının yaşadığı olay sebebiyle derhal veya sonradan bedensel veya ruhsal bir engele maruz kalmış olması halinde kaza, iş kazası olarak kabul edilebilecektir. Önemi olmayan yaralar, sıyrıklar iş kazası olarak sayılmayacaktır. Bunların dışında kalan her türlü yaralanma, sakatlanma, kırık, sağırlık, körlük, yanık gibi dış organlarda meydana gelen arızalarla, iç kanama, beyin kanaması gibi iç organlardaki arızalar iş kazası olarak kabul edilecektir. Yaşanan olay sonucunda sigortalının hayatını kaybetmesi de iş kazası olarak kabul edilecektir. Sigortalının uğradığı kaza sebebiyle ruhsal bir engele uğraması da iş kazasının gerçekleştiğini göstermektedir. Akıl hastalığı, hafıza kaybı, sürekli sinir bozuklukları, zihinsel yorgunluğun iş kazası olarak sayılabileceklerini örnek gösterebiliriz.

  1. Kaza olayı ile sigortalının uğradığı zarar arasında nedensellik (illiyet) bağının bulunması

Kazanın varlığı yeterli olmamakla birlikte olay ile sigortalının uğramış olduğu bedensel veya ruhsal bir bağın varlığı gerekmektedir. İlliyet bağının belirlenmesinde genellikle “işverenin otoritesi altında bulunma” ölçütüne başvurulmaktadır. Sigortalı, işverenin emir ve talimatı altında bulunduğu sırada bir kazaya uğramışsa, illiyet bağı gerçekleşmiştir. İşverenin otoritesi altında bulunma ölçütü, birçok olayın iş kazası olarak belirlenmesine yardımcı olur ancak her durumda başvurulan bir ölçüt değildir. Bu nedenle somut duruma göre bu ölçütün kullanılması gerekmektedir.

İş Kazasının Kuruma Bildirilmesi ve Kurum Tarafından Soruşturulması

  1. Sigortalıyı çalıştıran işveren ile bağımsız çalışanın kazayı Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yükümlülüğü

SSGSSK 13.maddenin ikinci fıkrasında, iş kazasının işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü / Sosyal Güvenlik Merkezine (“Kurum”) da en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. İş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi durumunda ise, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren süre başlamaktadır. Yabancı ülkelerde meydana gelen iş kazasının, üç iş günlük bildirim süresi içinde Kuruma bildirilmesi zorunludur. Ancak, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, üç iş günlük bildirim süresi iş kazasının öğrenildiği, Kurumca kabul edilebilir belgelenmiş bir mazeretin olması şartıyla mazeretin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlamaktadır. Kanun iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesini talep etmektedir. İstenilen bildirgenin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde düzenlenmiş ve e-sigorta ile Kuruma bildirilmesine imkân tanınmıştır.

  1. Bildirim yükümlülüğüne aykırılığın yaptırımı

İş kazasının kanuni süresi içinde işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilecektir. Kanunda, bağımsız çalışan sigortalıların iş kazasının kanuni süresi içinde bildirmemeleri halinde ise, kendilerine yapılacak iş göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenmeye başlanacaktır. Bu durumda, sigortalı iş kazasını Kuruma bildirmekten geciktiği her gün için geçici iş göremezlik ödeneğine sahip olamayacaktır.

  1. İş kazasının Kurum tarafından soruşturulması ve gerçeğe aykırı bilgi verilmesinin yaptırımı

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilmektedir. Kurum mutlaka soruşturma yapmak zorunda değildir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 37/2 hükmüne göre, karar verilemeyen, maluliyet veya ölümle sonuçlanan iş kazaları Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurları veya Bakanlık iş müfettişleri tarafından soruşturma yürütülmektedir. Yapılan soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe aykırı olduğu ve olayın iş kazası olmadığı tespit edilirse, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan 96. maddeye göre tahsil edilmektedir. Bildirim yükümlülüğü, iş sözleşmesine göre işçi çalıştırılanlar dışında, bağımsız çalışanlar içinde söz konusu olduğundan Kurum bunlara karşı da rücu hakkını kullanabilecektir.