Kadınların Evlendikten Sonra Sadece Kendi Soyadlarını Kullanmaya Engel Olan Yasa Hükmü İptal Edildi

16 Mayıs 2023 | Yargı Kararı

Anayasa Mahkemesi 22/02/2023T. 2022/155E. 2023/38K.

“Kadınlar evlendikten sonra eşlerinin soyadını kullanabildiği gibi, sadece kendi soyadlarını kullanmaya devam edebilecekler.”

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 187’de düzenlenen kadının soyadı ile ilgili yasal düzenleme eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle oyçokluğu ile iptal edilmiştir. İptal kararı, 28/04/2023 tarihinde Resmî Gazete yayımlanmış olup bu tarihten başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.

İptal kararının gerekçesi şu şekilde belirtilmiştir;

Anayasa’nın 10. Maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi gereği aynı durumda bulunan kişilere kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamanın devlet organları ve idare makamlarının görevi olduğu, bu itibarla tarihsel süreç içerisinde kadın-erkek eşitliğini hayata geçirmeye yönelik hukuki gelişmelerin yaşandığı ve bazı hükümlerin iptal edildiği, 743 sayılı Medeni Kanundan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na geçişte eşitlik ilkesine aykırı olduğu değerlendirilen hükümlere yer verilmediği, kişinin ayrılmaz bir unsuru haline gelen ve kimliğinin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkı olan isim ve soyadı hakkının kişinin özel hayatının unsuru olduğu ve bu bağlamda soyadını taşımanın Anayasa’nın 20. Maddesinde belirtilen Özel Hayatın Gizliği kapsamında bir hak olduğu, erkeğin evlenmeden önce kullandığı soyadını evlendikten sonra aynen kullanmaktayken kadının kendi soyadını ancak kocasının soyadı önünde kullanabileceğine ilişkin düzenleme ile eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muameleler yapılmış olduğun, AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın da pek çok kararında kadının evlenmeden önceki soyadı kullanımının sınırlanmasının bir ihlal olarak kabul edildiği ancak yargısal içtihatların kanun önünde eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesi için tek başına yeterli olmayacağı, kadının erkek ile eşit haklardan yararlanmasının öncelikle hukukun asli kaynağı olan kanunla güvence altona alınması gerektiği, kadının herhangi bir külfete katlanmadan evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanabilmesi gerektiği, tüm bireylerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının bulunması ve nüfus hizmetlerinin bilişim teknolojilerinden faydalanılmak suretiyle soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilebildiği ve bu nedenle bu kamu yararına hizmet bakımından kadının soyadının kocasının soyadı önünde kullanılmasının tek yol olduğunun söylenemeyeceği gerekçeleri belirtilerek evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelelerin nesnel ve makul bir temele dayanmaması sebebiyle eşitlik ilkesinin ihlal ettiği sonucuna ulaşılarak Anayasa’nın 10. Maddesine aykırı olduğunun tespiti ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 187’nci maddesinin 9’da 6 oy çokluğu ile iptaline karar verilmiştir.

İptal kararına karşı oy ise şu gerekçeyle verilmiştir;

Kadının evlenmek ile kocasının soyadını alması halinde cinsiyet ayrımına dayanan bir farklılaşma yarattığı görüşün yerinde olmadığı, yasa koyucu tarafından tanınan takdir yetkisi kapsamında aile soyadı olarak kocanın soyadına öncelik verilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmadığı, aile ismi olarak kullanılan soyadının kuşaktan kuşağa geçmesi ve böylelikle Türk toplumunun temeli olan ailenin birlik ve bütünlüğünün devamının sağlanacağı, soyadının kişilik hakkı olmasının ona hiçbir müdahalede bulunulamayacağı şeklinde anlaşılmaması gerektiği Anayasa uygun şekilde ve kamu düzeni gereği müdahale edilebileceği, Anayasa Mahkemesi’nin soyadı değiştirilmesine yasal sınırlamalar getirilebileceğine ilişkin kararının da bulunduğu, yasa koyucunun aile soyadı konusundaki takdir hakkını aile birliği ve bütünlüğünün korunması ve aile bağlarının güçlendirilmesi başta olmak üzere kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği zorluklar nedeniyle eşlerden birisine öncelik tanıyacak biçimde kullanmasının hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykırı bir yönü bulunmadığı belirtilmiştir.

İptal kararına karşı bir diğer oy ise şu gerekçeyle verilmiştir;

Yukarıda belirtilenlere ek olarak insan olarak kadın ve erkek eş değerde olsa da cinsiyetin yol açtığı farklılıklar bakımından aynı olmadıkları, modern dünyada öne çıkartılan kadın-erkek eşitliği unsurunun Türk kültüründeki karşılığının eşdeğerlilik ve tamamlayıcılık olduğu, iptal kararına gerekçe gösterildiği gibi aslında eşitlik ilkesine aykırı bir durumun olmadığı, aile soyadı olarak kullanılacak soyadının belirlenmesine ilişkin düzenlemelerin toplumdan gelecek taleplere göre yasama organınca karar verilmesi gereken bir konu olduğu bu nedenle yargı kararıyla toplumsal taleplerin yönlendirilmesinin doğru olmadığı, toplumsal taleplerin toplumun gelişmesi ve değişmesi doğrultusunda doğal ortamı içerisinde ortaya çıkması gerektiği belirtilmiştir.

İlgili Resmî Gazete kararına ulaşmak için tıklayınız.

Bilgilerinize sunulur,

Saygılarımızla,

Demir Hukuk Bürosu