Yönetim Kurulu Üyesinin Şirketle İşlem Yapma ve Şirkete Karşı Borçlanma Yasağı
16 Mayıs 2023 | YazıDemir Hukuk Bürosu | Av. Büşra ERTAŞ
Anonim şirketlerin hem profesyonel bir yönetimle idare ve temsil edilmesi hem de yönetim kuruluna verilen yetkilerin kötüye kullanılarak şirket menfaatlerinin olumsuz yönde etkilenmemesi amacıyla yönetim kurulunun şirketle işlem yapması ve şirkte borçlanması hususları ile ilgili 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“Kanun”) 395. maddesi kaleme alınmıştır. Şöyle ki;
Kanun’un 395/1. maddesinde; “Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.” hükmü ile şirket yönetim kurulu üyelerinin genel kurulun onayı olmaksızın, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapması yasaklanmıştır.
Yönetim kurulu üyesinin şirketle işlem yapması, ancak şirket genel kurulunda bu yönde bir karar alınması ile mümkündür. Kanun, bu kararın geçerli olabilmesi için tescil ve ilan edilmesi gerekliliğini aramamıştır. Bu yasağa rağmen yönetim kurulu üyesinin şirketle işlem yapması durumunda; işlem askıda hükümsüz olabilecek ve yapılan işlemin batıl olduğu şirket tarafından ileri sürülebilecektir.
Kanun’un 395. maddesinin 2. fıkrasında ise “Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir.” şeklinde kaleme alınarak pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyelerinin ve yine onların pay sahibi olmayan yakınlarının şirkete nakit borçlanması yasaklanmıştır. Kanun’un 393. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin yakınları; alt ve üst soyundan biri, eşi, üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları olarak sayılmıştır.
Bu doğrultuda yönetim kurulu üyesinin doğrudan ve dolaylı olarak Kanun’un 395. maddesi kapsamında belirtilen yasak işlemleri yapamayacağı, bir diğer ifade ile yasak işlemleri kendi hesabına üçüncü bir kişinin aracılığıyla da yaptıramayacağı belirtilmelidir. Bu görüş, aynı zamanda hükmün getiriliş amacına da uygun düşmektedir.
Kanun’un 395/3-4. maddesine göre ise şirketler topluluğuna dâhil şirketler, birbirlerine kefil olabilecekler ve garanti verebileceklerdir. Bankacılık Kanunu’nun özel hükümleri de saklı tutularak yasak kapsamı dışında bırakılmıştır.
Kanun’un “Suçlar ve Cezalar” başlıklı 562. maddesinin 5. fıkrasının c) bendi kapsamında pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyelerinin ve yine onların pay sahibi olmayan yakınlarının şirkete nakit borçlanması yasağına aykırı olarak şirkete borçlananlara (üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla) cezai yaptırım da öngörülmüştür.
Limited şirketlere uygulanacak hükümleri düzenleyen Kanun’un 644/1. maddenin b bendinde şirkete karşı borçlanma yasağına ilişkin Kanun’un 395/2. maddesinin birinci ve ikinci cümlelerine atıfta bulunulmuş olduğundan, limited şirketler de şirkete borçlanma yasağına tabidir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı, Kanun’un 358. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında, pay sahipleri; sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamazlar.